İyi bir okur olmanın önemi üzerine konuşalım mı biraz? İyi bir okur olmanın kıstası sizce ne? Mutlaka okumamız gereken kitaplara bağlayıp size onlardan bahsedeceğim; ama bir yandan da sayılacak daha pek çok şey var. Kuşkusuz dil kullanımı en önemlisi. Latife Tekin ve Hasan Ali Toptaş, bir karşılıklı söyleşilerinde dil üzerine konuşurken, bir metnin müziği olması gerekliliğinden bahseder örneğin. Siz en son kulağınıza en güzel notaların dolduğu hangi kitabı okudunuz? Okuyacağınız kitaba karar verirken ne kadar seçicisiniz?
Bir yandan da okuma alışkanlığımızı sürdürmemizin yansıması olarak zamanla dolu dolu bir kütüphane oluştururuz. Bazen bu da iyi bir okur olduğumuzun göstergesi olur. Ama bence bunun yanında o kitaplar üzerine saatlerce konuşabilmek de gerekir. Okuduğunu anlayan, anladığını aktaran insanlara dönüşmenin keyfini yaşarız. Ayrıca her okumaya başladığımızda heyecanlı olmak da, bana iyi bir okur olmanın gerekliliği olarak geliyor. Tabii ki doğru metinle karşılaşmış olmak da önemli; ama heyecanı da diri tutmalı. Sözcüklere heyecan duymak gibisi var mı?
Tanıştığımızdan bu yana, Sevgili İsmail Kün ile fırsat buldukça edebiyat üzerine sohbet ediyoruz. Şimdi böyle bir konuda yazmaya başlayınca ona da sordum. Cevabını olduğu gibi aktarmak isterim:
“Bence iyi okur öncelikle kendini zorlayacak kitap arayandır. Eğitim sürecinde okunması gereken kitapları, klasikler ve çağdaş kitapları dengeli okuyan ve dünya edebiyatından haberdar olandır. Aynı türde değil her tür yazının en ilgilendiği (felsefe, sosyoloji, bilim, edebiyat, şiir vs) birkaç alanda sürekli yayın takip edendir…”
İyi bir okur olmak için uzun bir yol yürümek gerekiyor sanırım. Hiç “Oldum!” diyemeyeceğim, ama hep olgunlaştığını hissettiğin lezzetli bir yol bu. Şimdi klasikler arasına girmiş, mutlaka okunması gereken, bizi iyi bir okur olmaya taşıyacak kitaplardan bahsedelim. Ben seçtiklerimden paylaşmak istiyorum sizinle. Siz de fikirlerinizi paylaşın ki çoğalalım…
Bu arada hala okumayanınız varsa, Sahaf İsmail Kün ile röportajımız için tıklayınız.
KUYUCAKLI YUSUF
İlk Basımı 1937 yılında “Yeni Kitapçı” tarafından basılan roman, Sabahattin Ali’nin roman türünde ilk eseridir. Kuyucaklı Yusuf konusu itibariyle ailesinin katledilmesiyle sahipsiz kalan dokuz yaşındaki Yusuf’un olayı soruşturmak için Kuyucak’a gelen Nazilli Kaymakamı Selahattin Bey tarafından evlatlık alınması ve çocuğun daha sonraki hayatı anlatılmaktadır. Edebiyat eleştirmenlerine göre Yusuf karakteri, köyden şehre göç edip şehir hayatına uyum sağlayamayan insan tipinin habercisi olarak değerlendirilmektedir.
Kuyucaklı Yusuf
Sabahattin Ali
Yapıkredi Yay.
S.: 220
Kitabı satın almak için tıklayınız: D&R
TUTUNAMAYANLAR
Ülkemizin en değerli yazarlarından biri olan Oğuz Atay’ın yazıldığı dönemde büyük tartışma konusu olmuş eseri Tutunamayanlar, 1972 yılında yayımlanmıştır. Eser, bilinç-akışı tekniğiyle döneme damgasını vurarak Türk Edebiyatı’nda yeni bir çağı başlatmıştır. Pek çok eleştirmen, Tutunamayanlar’ı Türk Dili’nde yazılmış en iyi eser olarak değerlendirmektedir. Tutunamayanlar Oğuz Atay ismiyle özdeşleşmiş bir roman olarak, büyük yazarımızın hayatından izler taşımasıyla da kısmen otobiyografik bir eser olarak da değerlendirilebilir. Roman, son derece üst düzey diliyle çevirisi en zor romanlar arasında yer alır. Tutunamayanlar, sadece birkaç dile çevrilebilmiştir. “Het leven in stukken” adı altında Flemenkçeye (Hollanda Dili) çevrilen eser, eserin Hollandalı çevirmenine ödül kazandırmıştır.
Tutunamayanlar
Oğuz Atay
İletişim Yay.
S.: 724
Kitabı satın almak için tıklayınız: D&R
ANAYURT OTELİ
Bir oteli yönetmekle bir kurumu, geniş bir işletmeyi, bir ülkeyi yönetmek aynı şeydi aslında. İnsan kendini, olanaklarını tanımaya, gerçek sorumluluğun ne olduğunu anlamaya başlayınca bocalıyordu, dayanamıyordu. Ülkeleri yönetenler iyi ki bilmiyorlardı bunu; yoksa bir otel yöneticisinin yapabileceğinden çok daha büyük hasarlar yaparlardı yeryüzünde. Defteri kapadı. Ne gereği vardı artık bunları yazmanın ya da birkaç satır yazıp bırakmanın?
Anayurt Oteli
Yusuf Atılgan
Can Yay.
S.: 128
Kitabı satın almak için tıklayınız: D&R
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şiiri sembolist bir ifade üzerine kurulmuştur. Aynı anlatım tarzı romanlarına da zaman zaman sirayet eder. “Saatleri Ayarlama Ensitüsü” toplumumuzun bu değişme süreci içindeki durumunu, fertten yola çıkarak topluma varan bir teknikle anlatıyor.
Saatleri Ayarlama Ensitüsü
Ahmet Hamdi Tanpınar
Dergah Yay.
S.: 400
Kitabı satın almak için tıklayınız: D&R
KÜÇÜK KARA BALIK
Kalemini çocuk hikâyelerine ve halk masallarına adamış İranlı öğretmen ve yazar Samed Behrengi, ölümsüz eseri Küçük Kara Balık ile cesaretin, azmin ve dayanışmanın umut dolu öyküsünü anlatıyor. Dünyanın vicdanı olan yazarlardan biridir Behrengi. Ne mutlu ki genç kuşaklarımız da onu okumaya; barış, insancıllık ve dayanışmayla dopdolu bu yürek hep atmaya devam edecek.
Küçük Kara Balık
Samed Bahrengi
Çev.: Lena Mahmoudi Azar
Doğan ve Egmont Yay.
S.: 60
Kitabı satın almak için tıklayınız: D&R
KÜÇÜK PRENS
“Hoşça git,” dedi tilki. “Vereceğim sır çok basit: İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez.” Küçük Prens unutmamak için tekrarladı: “Gerçeğin mayası gözle görülmez.”
Küçük Prens
Antoine de Saint-Exupery
Çev.: Tomris Uyar, Cemal Süreya
Can Çocuk Yay.
S.: 112
Kitabı satın almak için tıklayınız: D&R
ŞEKER PORTAKALI
Acı dolu bir hayat sürdürmek ve bunu yaşamın olağan seyri gibi kabul etmek, ta ki hayattaki en gerçek ve karşı konulamaz acının ne olduğunu öğrenene kadar… Şeker Portakalı; yoksulluk ve sevgisizlik içinde yaşayan küçük Zeze’nin dünyasını, okuyucusuna yalnızca minik bir çocuğun gözünden değil, evrensel bir hakikat penceresinden sunuyor. Brezilyalı yazar Jose Mauro de Vasconcelos’un 1968’de yayımlanan Şeker Portakalı adlı eseri, yalın anlatımı ve çarpıcı hikâyesiyle dünya edebiyatının unutulmaz başyapıtları arasında yer alıyor. Yazarının hayatından izler taşıyan eser, bir çocuğun iç dünyasından yola çıkarak tüm insanlığa acıyla yoğrularak olgunlaşmanın ağırlığını duyumsatıyor.
Şeker Portakalı
Jose Mauro de Vasconcelos
Çev.: Emrah İmre
Can Çocuk Yay.
S.: 200
Kitabı satın almak için tıklayınız: D&R
MARTI
Çehov 1895’te tiyatro eleştirmeni ve dramaturg A. S. Suvorin’e yazdığı mektupta Martı ‘dan şöyle söz eder: “Üç kadın, altı erkek karakterin yer aldığı, manzaralı (göl görünecek arkada), dört perdelik bir komedi; bolca edebi lakırdı, az aksiyon, seksen kilo kadar da aşk… Tüm dramaturji kaidelerinin aksine piyes forte başlayıp, pianissimo bitecek.” Gerçekten de bu oyunda 19. yüzyılın geleneksel olay örgüsünü tersyüz etmiş, tıpkı Martı ‘daki genç oyun yazarı Treplev gibi, yeni biçimler keşfetmiştir. Gerçek hayata öykünerek dünyevi, gündelik ve sıradanla, önemli ve ciddi olanı yan yana getirmiştir. Oyunun karakterleri kendileriyle, hayattan beklentileriyle, özlemleriyle fazlasıyla meşguldür. Hepsi de başarı, mutluluk ve bütünlük arayışındadır. Onlarda ağır basan başka bir yerde olma özlemi; fırsatların boşa harcandığına, umutların boşa çıktığına dair bir duygu Çehov’un başlıca karakteristiğidir.
Martı
Anton Pavloviç Çehov
Çev.: Ataol Behramoğlu
İş Bankası Kültür Yay.
S.: 94
Kitabı satın almak için tıklayınız: D&R
SİMYACI
Dünya edebiyatının fenomenleri arasında yer alan Simyacı, yayımlandığı günden bugüne pek çok hayata dokunmaya devam ediyor. Brezilyalı yazar Paulo Coelho tarafından 1988 yılında yayımlanan eser, Doğu ve Batı dünyasına aynı pencereden ışık tutuyor… Simyacı, Santiago adındaki Endülüslü bir çobanın İspanya’dan başlayıp Mısır’da sona eren yolculuğunu konu ediniyor. Gördüğü bir rüya üzerine sahip olduğu her şeyi ardında bırakan Santiago’nun bu serüveni, onu düşlerine kavuşturduğu kadar hayatın hakikatine de ulaştırıyor…
Simyacı
Paulo Coelho
Çev.: Özdemir İnce
Can Yay.
S.: 166
Kitabı satın almak için tıklayınız: D&R
BÜLBÜLÜ ÖLDÜRMEK
1960 yılında yayımlandığından bu yana bütün edebiyatseverlerin gönlünde özel bir yer edinen, Pulitzer ödüllü Bülbülü Öldürmek Amerika’nın güneyinde yaşanan ırkçılığı ve eşitsizliği bir çocuk kahramanın, Scout Finch’in gözünden anlatıyor. Harper Lee, kullandığı yalın ama çarpıcı dil aracılığıyla adalet, özgürlük, eşitlik ve ayrımcılık gibi hâlâ güncel temaları, Scout’un büyüyüş öyküsüyle birlikte dokuyarak, iyilik ve kötülüğü hem bireysel hem de toplumsal düzeyde mercek altına alıyor. Bir “zenci”nin haksız yere suçlanması üzerinden gelişen olaylar; önyargılar, riyakârlık, sınıf ve ırk çatışmalarıyla beslenen küçük Amerikan kasabasının sınırlarını aşıp, insanlar arası ilişkide adaletin ve dürüstlüğün önemini anlatan evrensel bir hikâyeye dönüşüyor.
Bülbülü Öldürmek
Haper Lee
Çev.: Ülker İnce
Sel Yay.
S.: 355
Kitabı satın almak için tıklayınız: D&R
UÇURTMA AVCISI
Afgan asıllı Amerikalı Yazar Khaled Hosseini’nin kaleme aldığı Uçurtma Avcısı, yüreklere işleyen hikayesiyle yayımlandığı günden itibaren en çok satan romanlar arasında yer alıyor. 2003 yılında İngilizce olarak yayımlanan eser, yazarın hayatından izler taşıyor. Roman, uzun yıllardır siyasi karışıklıklar ve savaşlarla gündeme gelen Afganistan’daki insanlık dramına dikkat çekiyor. Konusu arkadaşlık üzerine kurulmuş olan Uçurtma Avcısı, insanlığa ait ortak duygularla tüm dünyayı kucaklıyor. Eserinde dostluk bağlarının yanı sıra baba sevgisi, fedakarlık, yalan ve ihanet gibi konuları da ustalıkla işleyen yazar, okurlarını ülkeler ve zamanlar arası bir yolculuğa çıkarıyor. Uçurtma Avcısı, sahip olduğu evrensel tema ve erdem dolu mesajı ile ömür boyu unutulmayacak bir ders niteliği taşıyor.
Uçurtma Avcısı
Khaled Hosseini
Çev.: Püren Özgören
Everest Yay.
S.: 375
Kitabı satın almak için tıklayınız: D&R

1984
Distopya olarak nitelendirilen George Orwell’ın bu şahane eseri, geçmişin aslında ne kadar da gelecekten izler taşıdığını ortaya koyuyor. 1948’de kaleme aldığı bu eser ile Orwell, günümüz modern dünyasına bir protesto bırakıyor. Her ne kadar kitabında 1984 yılını tasvir etse de kitabın derinliklerinde bugünden izler de bulabilmeniz mümkün. Bu durumda elbette ki George Orwell’ın ileri görüşlülüğü etkili. Sovyet Rusya’ya bir eleştiri niteliğinde olan bu kitap, günümüz siyasetinin baskısı, toplumdaki adaletsizliği, insanların tek tipleştirilmek istenmesi, zihnin kontrolü ve bireyselliğin yok edilmesi gibi kavramlar üzerinde de duruyor. Ütopik olduğu kadar gerçekçi yönlere de yer veren roman, sizi yaşadığınız toplum düzeni içerisinde de düşünmeye davet ediyor.
1984
George Orwell
Çev.: Celal Üster
Can Yay.
S.: 352
Kitabı satın almak için tıklayınız: D&R
*
Damla Karakuş
Instagram: